28.Cüz-Musibetler karşısında tavır
مَٓا اَصَابَ مِنْ مُص۪يبَةٍ اِلَّا بِاِذْنِ اللّٰهِۜ وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللّٰهِ يَهْدِ قَلْبَهُۜ وَاللّٰهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ
Allah’ın izni olmadan başa gelen bir musibet yoktur. Kim Allah’a iman ederse Allah onun gönlünü doğruya yöneltir. Allah her şeyi bilmektedir. (Tegâbün Suresi - 11)
Allah “مَٓا اَصَابَ مِنْ مُص۪يبَةٍ” derken “hiçbir musibet isabet etmez.” “Musibetun”,musibet demek fakat “esabe” arapçada aynı zamanda hedeflemek anlamına da geliyor. Allah bu kelimeyi kullanarak bize öğretiyor ki, sizin için takdir edilmemiş hiçbir şey başınıza gelmez. Özel olarak sen hedeflendin ve o sıkıntı hedefini buldu. Ve musibet kötü bir şey olmak zorunda değil Allah’ın sana olmasını istediği ve Allah’ın bilmene izin verdiği bir şey “illa bi iznillah” ayetin başındaki “ma” kelimesi aslında bir çürütme. hiç düşünmüyor musunuz yaşadığınız bir şeye Allah dışında başka birinin sebep olduğunu? Her zaman sebep Allah’tır ve başına gelenin olmasına müsaade eden Allah’ın iznidir. İyi veya kötü, direk olarak Allah’ın isteği... eğer Allah’ın iradesinden mutlu değilsen, biz maşallah (Allah’ın dilediği olur) diyoruz. Allah ne dilerse Allah’ın takdirinden memnunum ister onun sonucu olarak acı çekiyor olayım ister çok mutlu olayım ben Allah’ın takdirinden hoşnutum bu hakikaten “ben Allahın kuluyum Ve o benim Rabbim”i kabul etmektir. . Allah diyor ki tek bir musibet bile yoktur ki Allah’ın izniyle olmasın. Ve o musibet boyunca kim inancını koruyabilir bu koşullu bir ifade. Neden koşullu bir ifade biliyor musunuz çünkü bir zorluk insanların başına geldiğinde, inançlarını yitiriyorlar. İşte o zaman Allah’ı sorgulamaya başlıyorsun. İşte o,neden Allah bana bunu yapıyor eğer beni seviyorsa beni yarattıysa ve bana bakıyorsa diye sormaya başladığın zaman. Nasıl bir Er Rahman ki beni böyle şeylerin içine koyuyor ? bu olduğunda artık bir inanca sahip değilsin demektir…
Allah diyor ki: “Her kim musibet boyunca imanını koruyabilirse.” Allah ona bir hediye verir bu hediyeye sahip olduğunda dünyada başka hiçbir şeye ihtiyacın kalmaz. Allah bu kişiye verecek o hediyeyi. “Yehdi kalbehu”, onun kalbini hidayete erdirecek. Allah’ın birisinin hidayetini garantilemesinden daha değerli bir şey yoktur şu dünyada.daha değerli hiçbir şey yok. Ben hidayete erişmiş miyim bilmiyorum, sizde bilmiyorsunuz. Fakat Allah bize diyor ki, zorluk başından geçtiği zaman ve sen de Allah’a olan inancını koruyabilir güçlendirebilirsen Allah sana gerçek iman hediyesini verecek gerçek inanç olacak, yalnızca dilinle söylediğin bir şey olmayacak. “Yehdi Kalbehu” onun kalbini hidayete eriştirir. Onun duygularını hidayete erdirecek. Onun zevkini hidayete erdirecek. Yaptığın her şeyde Allah senin rehberin olacak. Allah “yehdihi” bile demedi ona hidayet erdirir demek. Dediki “onun kalbini hidayet erdirir.” (Yehdi Kalbehu) Her bir atışı hidayet dolu olacak. Kalbin her atışı Allah’ı zikir olacak. Böyle hayret verici bir şey böyle hayret verici! Bu dünyadaki her şey bir yana ve Allah’ın hidayeti inananın kalbinde. Ve birisi musibetin acısını ve üzüntüsünü nerede hisseder? kalbinde. Onların kalbinden Allah bunu kaldıracak. Hocam bize bir kadının hikayesini anlatırdı. Tek bir çocuğu olan ve bu çocuğa geç sahip olmuş evli bir çift. Mezuniyet gününde, bu çocuk liseden mezun oluyor, bir motosikleti var, eve dönerken bir kaza yapıyor ve ölüyor 18 yaşında bir çocuk Pakistan’da bir yerde birgün çocuk o şekilde ölüveriyor ve bu çocuk onların hayatıydı onların mutluluğu gurur mezun olduğu gündü. öldüğü haberi geliyor ve onlar çok ciddi bir depresyona giriyorlar daha sonra baba karısına geliyor birkaç hafta geçtikten sonra diyor ki Allah bize bir oyuncak verdi onunla 18 yıl oynamamıza izin verdi o bizim değil Allah'ındı kendine ait olanı geri aldı, Ve hayatımızı 18 yılı neşelendirdiği için şükür duymak yerine şimdi böyle davranıyoruz. Memnun olmalıyız. Bu gerçek bir zorluk ve bu inancına sahip çıkmak bu inancını korumaktır. Çünkü bir sıkıntı seni vurduğunda, sanki Allah sana bir şeyler borçluymuş gibi hissetmeye başlıyorsun. “Allah bana sağlık borçlu, benim çocuklarımı borçlu,eşimi borçlu, mutluluğumu borçlu, işimi borçlu.” Allah sana hiçbir şey borçlu değil sen her şeyini Allah’a borçlusun ! Bu parmakların sahibi ben değilim, bu yüzünde değil. Bir dişin bile sahibi ben değilim onlara Malik değilim. Bunlar Allah’ın hediyeleri ve o istediği gibi onları geri alabilir yaptığında da bu bir hatırlatma ki onlar senin değil. O herhangi bir şeyi aldığında her şeyi Allah’ın sahip olduğuna gerçekten inanmayan insanlar, o insanlar imanlarını kaybeden ve “o benimdi neden geri aldı,onu neden geri aldı? Diyen insanlardır bu inanç kalbine girdiğinde şu ayeti hatırlayacaksın.
“Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ın mülküdür.”
Söylemesi çok kolay değil mi? Allah’ın yerdeki ve gökteki her şeye sahip olduğunu söylemek çok kolay. Bu benim için ve senin için gerçekten ne demek demekki ben hiçbir şeye sahip değilim, kendimin bile sahibi ben değilim. toparlarken, birbirimize söylediğimiz bir şey var. Öldüğünüzde birbirimize söylediğimiz bir şey. “İnna lillahi ve inna ileyhi raciun” biz Allah’a aitiz ve ona döneceğiz. Eğer benim için varlığım Allah’a aitse nasıl benim bir parçam veya hayatta sahip olduğum bir hediye bana ait olabiliyor? Eğer ben kendime bile ait değilsem... Bu imanın farkındalığı. Bu süre tegabün suresi imanın meyvelerinin olduğu süredir. Bir kişinin gerçekten,gerçekten,gerçekten imana ve Allaha gerçek inanca sahip olduğunda benimsediği şeyler nelerdir? İşte bu sure bunun hakkında. Bu nedenle bunlar benim bu süreden favori ayetlerim. Dua ediyorum ki Allah bizim kalplerimize hidayet versin ve son ayetle bitiriyorum
“ Allah olup biten her şeyi bilendir”
Allah geçirdiğin her şeyi biliyor, bilmiyor değil. bu durumu yaratan O,bununla seni test eden O. Allah size zor zamanlarında güç versin ve o delicesine zor imtihanların ortasında İmanınızı koruma, güçlendirme yeteneğini versin ki bu dünyada başka hiç kimsenin sizin gibi sahip olamadığı hediyeyi alasın. O hediye ki kalplerin hidayete ermesi…
Nouman Ali Khan


Yorumlar
Yorum Gönder