26.Cüz-Büyük Günahlar Ve Hayasızlık 2
اِنَّٓا اَرْسَلْنَاكَ شَاهِداً وَمُبَشِّراً وَنَذ۪يراًۙ ﴿٨﴾
لِتُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَتُعَزِّرُوهُ وَتُوَقِّرُوهُۜ وَتُسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَاَص۪يلاً ﴿٩﴾
Allah’a ve peygamberine iman edesiniz, O’nu destekleyip büyüklüğü karşısında eğilesiniz ve akşam sabah O’nu tenzih ederek anasınız diye seni, şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir. (Fetih Suresi - 8-10)
Hepinizin bilmesi gereken birşey var ki Muhammed suresi,47. Sure, Fetih suresi 48. Sure ve Hucurat suresi 49. Sure.
Bu üçü Kuranda oldukça kapsamlı bir dersi teşkil ediyor. Peygamber Sallallahüaleyhivesellem’e inanmak ne demek, ona saygı duymak onu sevmek ne demek, peygamberimizle olan ilişkimiz tüm bunlara dair bir ders, aleyhisselâtu vesselam, bir yerde, oda 47,48, ve 49. surelerdedir. Bu ayet 48. sureden ve efendimizle olan ilişkimizle bir ilgisi var. Bu iki ayeti düzgünce anlayabilmek için, önce “iltifat“ denilen kavramı anlamanız gerekir. İltifat aslında bir geçiş. Düşünün ki ben genelde derslerimde ne yapıyorum, erkekler bir tarafta, hanımlar bir tarafta değil mi? Yani ben bir tarafa, “siz şunu yapın ve siz de şunu yapın.“ Diyebilirim, aynı anda iki grubu işaret ederek. Veya düşünün ki herkes sınıfta ve arkada benim bir asistanım var ben size “hadi başlayın“ derken asistanıma da “gözün üstlerinde olsun“ derim. Aynı anda iki varlığı kastediyorum. Birisi asistanım için tekil bir “sen“, diğeri sınıftaki herkes için çoğu bir “siz“ yani bu iki ayette anlamamız gereken, ilk ayeti Allah peygamber aleyhisselama tekil bir “sen” ile, ikinci ayette de hepimize “siz” diyerek işaret ediyor. Sanki Allah bakıyor ve peygamberine sen şunu yap ve siz hepiniz şunu yapın diyormuş gibi. Fakat bu hala tek bir konuşma içinde. Peygamberine ve bize karşı tek bir akış içinde konuşan Allah. Allah diyor ki:
اِنَّٓا اَرْسَلْنَاكَ شَاهِداً وَمُبَشِّراً وَنَذ۪يراًۙ
Hiç şüphesiz seni, şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir.
Peygamberi Sallallahu aleyhi ve sellem şahit olarak gönderdiğini söylüyor. Korkunç kısmı burası çünkü eğer şahit olan o ise o şahitlik edecektir. Ve orada olan herkese karşı şahitlik edecek. Sahabeler bunun karşısında dehşete düşmüşlerdi. Bu yüzden Allah onları tekrardan umutla dolduruyor. “Biz seni müjdeleyici olarak gönderdik” ve “ biz seni uyarıcı olarak gönderdik.”
Yani Resulullah sallallahu aleyhi veselleme burada üç ünvan veriliyor. Şahid,müjdeleyici,
uyarıcı. Şimdi Allah müslümanlara ve bugüne dönüyor, bizi de dahil ederek, biz seni Muhammed sallallahu aleyhi vesellem bir şahit müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Hepiniz Allah ve Resulü‘ne iman edin diye. Allah bize peygamberimize saygı duymamız gerektiğini söylüyor gibi. Önce onunla konuştu ve daha sonra da dediki onu ne yaptığımı gördünüz mü?
Onu size bir osur olarak gönderdim ki Allah’a ve onun Rasulüne inanasınız diye. وَتُعَزِّرُوهُ Bu kelime ne güzel bir kelime ama ! Öylesine güzel bir kelime.“ Ona hürmet edin ve şiddetli bir saygı anlayışıyla ona yardım edin diye” artık oluyor mu bilmiyorum. Hiç öğretmenin çantasını taşımak için koşturan bir öğrenci gördünüz mü? Ben taşıyayım mı efendim? Ve çantayı kapar. Veya mescide gelen ve ayakkabılarını çıkarmak üzere olan yaşlı bir adam. “Sizin için bunları rafa koymama izin verin sizin için yapayım” veya babanız arabaya bagaj doldurmak üzere diyorsunuz ki “ baba sen taşıma onları senin için ben taşıyacağım” bu çok kuvvetli bir saygı anlayışı ve birisine yalnızca yardıma ihtiyacı olduğu için değil siz oradayken bir şeyler yapmasını kaldıramadığımız için yardım ediyorsunuz onun için bu saygı anlayışı “Te’zir.”
Allah diyor ki Resul’üne sallallahu aleyhi vesellem karşı bu duyguya sahip olmanız daha iyidir, ona yardım etmeye götüren bu şiddetli saygı duygusu. Fakat biz ona sallallahu aleyhi ve sellem nasıl yardım edebiliriz? Vefat etti. O artık bizim aramızda değil. Ona yardım etmek nasıl olmalıdır ? Allah bize peygamber Sallallahüaleyhivesellem’in yaptığı “Allahumme unsur men nasara dini muhammed.” “Ey Allah’ım Muhammed’in dinine yardım edene sen de yardım et.” Saf Suresinde Allah bize şöyle öğretmişti, İsa aleyhisselam dediki “Allah’ın dinine karşı bana kim yardım edecek? “Bizler senin destekçileriniz” diyor havariler. biz Rasulullah’ın dini olan İslam’a yardım ederek aslında Rasulullah’ı yüceltiyoruz düşünün ki her seferinde Allah’ın dini için bir şeyler yapıyorsunuz ve niyetinizin yalnızca Allah’ı memnun etme olduğunu hatırlamıyorsunuz ama meşru bir niyetin bir parçası da onun Rasulüne karşı fazlasıyla saygı ve tazim etmiş olmaktır öyle ki bugün için yapmamız gerekeni yapmaya koşuyorsunuz. “ Ve Tuazzıruhu” وَتُعَزِّرُوهُ “ona hürmet edesiniz diye.” Sonra ekliyor “وَتُوَقِّرُوهُ”
Vikr yük demektir. وَتُوَقِّرُوهُ ise “O’nun büyük bir kişilik olduğunu anlamak demek.” Öyle ki O konuştuğunda (sallallahu aleyhi ve sellem) haşmet ve vakar vardır. Ağır bir konudur yalnızca konuşulan öylesine bir şey değildir değinilmiş olan günlük bir şey değildir. Yüzünüz duygularınız tavrınız ve hepsi aniden değişir, onun adını duyduğunuz da sallallahu aleyhi ve sellem. “Ve tuvakkıruhu” yapsanız iyi edersiniz. Şimdi Allah hala Müslümanlara karşı konuşuyor. Ey Muhammed biz seni şununla şununla gönderdik, bir şahit, müjdeleyici ve bir uyarıcı olmak için. Öyle ki siz Müslümanlar ona saygı gösterin diye ona hürmet etmek ve onu tazim etme duygusu ile yardım etseniz iyi edersiniz onun adını ve ondan bahsetmeyi büyük bir mesele olarak görseniz iyi edersiniz. Onun adı geçtiğinde ciddi olsanız saygı gösterirseniz iyi edersiniz. Bu sizin için hassas bir mesele olmalıdır.
وَتُسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَاَص۪يلاً ﴿٩)
“Ve sabah akşam Allah’ın adını tesbih edin.”
Allaha ve Rasulune inanasınız diye başlamıştı ayet. Onu gönderdim öyle ki Allah’a ve Rasulüne inanmış olasınız. Bahsedilen ilk Allah’tır ve ikinci Rasulullahdı sonra ayet döndü ve peygamberimiz sallallahu veselleme dair konuşmaya başladı. Daha sonra ayet tekrar Allah’a geri döndü ve Allah ile bitirdi. sabah akşam Allah’ı tesbih edin şimdi bu sondaki ve ne anlama geliyor bir açıklık getirmek için olabilir şöyleki Allah’ın peygamber sallallahu vesellem ile olan ilişkisine saygı ve ciddiyet göstererek, Ve onu hak ettiği seviyede tazim ederek biz Şüphesiz Allah'ı tesbih etmenin ne demek olduğunu anlayacağız. Allah‘ı tesbih etmek aynı zamanda Onun peygamberine sallallahu aleyhi vesellem saygı göstermekten geçiyor eğer onun peygamberi için saygın yoksa Allaha karşıda saygın olmayacak Allah‘ı hakkıyla tespih etmeyeceksin onun ne demek olduğunu bilmeyeceksin. ben bunun gerçek olduğunu başka inançlara sahip insanlar ile olan iletişimlerim arttıkça biliyorum. Onların Allah ile ilişkileri çok garip senin Müslüman olarak hayal edemeyeceğin şeyleri Allah hakkında söylüyorlar. Duyduğunda rahatsız oluyorsun Allah hakkında nasıl böyle konuşabiliyorsun? Sonra Onların peygamberleri ile olan ilişkilerine bakıyorsun ve “evet bunun nereden geldiği belli. “Siz Allah’ı tesbih edemeyeceksiniz çünkü sizin peygamberinize karşı te’zir ve tevkiriniz yok. Sizin peygamberleriniz için saygı ağırbaşlılığınızın yokluğu Allah ile düzgün bir ilişkinizin olmasını engelliyor. İşte bu ayetten öğrendiğimiz budur. Allah bizi Resulümüz sallallahu aleyhi veselleme hürmet edenlerden, en yüksek saygıya sahip olanlardan etsin ki, onun gayesine yardım etmek ve ona karşı sadakat ile bunu gayemiz bilmek için yanan bir arzuya sahip olanlardan eylesin.
Nouman Ali Khan


Yorumlar
Yorum Gönder