19.CÜZ- İYİ ÇEVRENİN ÖNEMİ


(27)O gün, (dünyada iken) haktan sapmış kişi ellerini ısırarak şöyle diyecek: "Keşke peygamberle birlikte aynı yolda olsaydım!
﴾28﴿  Eyvah! Keşke falancayı kendime dost edinmeseydim!
﴾29﴿  Meğer bana uyarıcı mesaj geldikten sonra, o dost bildiğim kişi bu mesajdan beni saptırmış!" İşte şeytan insanı (böyle) çaresizlik içinde yapayalnız bırakır.
(30﴿  Resul, "Rabbim! Kavmim bu Kur’an’a büsbütün ilgisiz kaldılar" dedi.

(Furkân Suresi - 27-28-29-30.Ayetler)


Zalimin ellerini ısıracağı gün bu büyük bir pişmanlık ifadesidir.
Peygambere inansaydım da demiyor,ne olurdu peygamberle aynı yolu tutsaydım diyor. Yol diye bahsetmenin arkasında yatan sebeplerin bazıları nelerdir ? Kıyamet günü gelir bu adam yanlış taraftadır ve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’i takip edenlerin önlerinde olmak üzere cennete yürüdüklerini görür ve kendi kendine der ki: “ben neden orada değilim ! Neden ben o yolu seçmedim ? Nasıl beni cennete götüren yola götürecek bir yol seçmedim fani hayatımda ? Nasıl o yolu takip etmeyecek kadar aptal davranabildim ?” Bundan dolayı duyduğu pişmanlığı göstermektedir. Ayet aynı zamanda peygamber sallallahu aleyhi ve selleme inanmanın,onu sevmenin,ona azami saygı göstermenin çok güzel şeyler olduğunu fakat bunların yeterli olmadığını,aynı zamanda onun çizdiği yolda yürümenin gerekliliğini vurgular. Onun çizdiği yoldan gitmemiz ve onun yaşadığı hayatı yaşamamız gerekir. Onun öğretilerini kendi yaşam tarzınızı belirleyici öğretiler olarak bellemeniz gerekir. Ona yalnızca saygı duymak yeterli değildir. Sevgi ve saygının esas kanıtı,onun bize öğrettiklerinin yapmak istediklerimizden önce gelmesinden geçer. Yanlış yoldaki adama dönelim. “Keşke bu peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)inkiyle uyumlu bir yaşam sürdürseydim” der sonra da arkadaşlarını suçlar. “Aman ya Rabbim,olabilecek en kötü şey başıma geldi ne olurdu filancayı arkadaş edinmeseydim ! Neydi adı ? Burada “Fûlânen” filanca anlamına gelir ve ismini bile hatırlayamadığımız birini kasteder. “Neydi adı onu bile hatırlayamıyorum ama hey gidi,sürekli onunla takılırdım.” Kıyamet günü o kişinin ismini dahi hatırlayamıyorsunuz. 

“Andolsun, Kur’an bana geldikten sonra beni ondan saptırdı.”

Yani bu adam aslında hak dinden haberdardı. Hatta müslümandı ama o yaşam tarzını sürdürmek istemedi. İyi bir arkadaşı ya da arada sırada cuma namazında duyduğu bir hutbe ona gerçeği hatırlatıyordu ama onları umursamadı. 

Şeytan özellikle de insan söz konusu olduğunda “hazûla”dır. Bu kelime arapçada doğru anı buluncaya kadar arkadaşınız gibi davranıp tam o anda sizi yarı yolda bırakan kişi anlamına gelir. Şeytan size böyle davranacaktır,sizi yoldan çıkartıp cehenneme yöneltecek ve sonra da kaçmaya çalışacaktır. 

Kıyamet gününden bahsediyoruz değil mi ? Bu kişi pişman olmuş çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemle birlikte cennete girenlerden değil ve peygambere uzaktan bakmak zorunda. Şimdi Allah peygambere konuşma şansı veriyor ve peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bu pişmanlık içindeki insanlara sırtını dönmüş olsa da onun yanında olmayı umuyorlar. Bu durumda Peygamberin (sallallahu aleyhi ve sellem) onlara dönüp kurtaracak bir şeyler söylemesini bekliyor olabilirler çünkü bildiğimiz üzere peygamber şefaat edebilir. Peki peygamber ne diyecek ? “Allah diyor ki: “Rabbim bu ümmetim,ümmetimin bu kısmı,” ki burada peygambere (sallallahu aleyhi ve sellem) inanmayan kureyş kavminden bahsediyor olabilir ama sadece onlarla sınırlı değil. Aynı zamanda ümmetin diğer tüm üyeleri de dahil olabilir bu da klasik tefsire girer. Ümmetten Allah’ın kitabını ve öğretilerini umursayıp da kendilerine yine de müslüman diyenler,sırf ebeveynleri müslüman olduğu için müslüman olanlar. Allah bunlar hakkında Kur’an’ı aldılar “hazel Kuran” “Bu Kuranı” ve Allah “O Kuranı” bile demiyor çünkü Kuran yakındır ona ulaşması kolaydır. (Haza arapçada yakın olanlar için kullanılan bir ismi işarettir ve “bu” manasına gelir. Zalike ise uzak ismi işarettir ve uzaktakilere işaret etmek için kullanılır. Allah azze ve celle burada yakın olan bir şeyi ifade etmek için kullanılan “haza” kelimesini seçerek “Hazel Kuran” demiştir.”) Kuran yakındır ve ona ulaşmak için ne siz ne de ben çok büyük bir zahmete girdik. Ve Allah diyor ki: “Bu Kuranı aldılar ve ondan ayrıldılar,onu terk ettiler. Şimdi Peygamberin,Allah’ın ve karşısında kimin aleyhine konuştuğunu hayal edin. Kur’anı ciddiye almamış bu insanların aleyhine şahitlik ediyor. Siz ve ben Kuran’ı ciddiye almalıyız. İyimserlik ve umut mesajları yaymamız gerektiğini biliyorum ama aynı zamanda birbirimize karşı dürüst olmamız gerekir. Mesele kurtuluş meselesidir. Siz ve ben kabul etsek de etmesek de kıyamet gününün gerçekliğini göz önünde bulundurarak bir hayat yaşasak da yaşamasak da kıyamet gününü önemsemesek de kıyamet günü geliyor o güne inansakta inanmasakta… Bu Ramazanda oruç tutsanız da tutmasanız da kıyamet yaklaşıyor. Yaptığınız her şeyde Allah’a uysanız da uymasanız da yaklaşıyor. Şu anda yalnızca Allah’ın kitabı ve Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin bıraktığı muhteşem mirası birbirimize hatırlatmak için varız. 

Allah bizlere bu dünyada Peygamberin sallallahu aleyhi ve sellem yolunda yürüyenlerden olmayı nasip etsin ki öbür dünyada onunla birlikte cennete yürüyebilelim. 


|Nouman Ali Khan




Yorumlar

Popüler Yayınlar